Ziya Gokalpin Qizilalma ulkusu ile bagli yazdigi menzum hekayesinin mahiyyeti. Ziya Gökalp’in Kızılelma adlı manzum hikâyesi 1913 yılında Türk Yurdu dergisinde yayınlanmıstır. Ziya Gökalp eserini eski mesneviler seklinde ve ideolojik yönü ağır basan bir tarzda kaleme almıstır. Kızılelma siiri ideolojik içeriğine rağmen konuyu ele alısıyla, fikirleri bir ask masalı içinde eritmesiyle ve olusturduğu siir atmosferiyle bir sanat eseri özelliği gösterir. Bu manzum hikâyenin konusu kısaca söyledir: Ay Hanım Bakülü zengin bir ailenin kızıdır. Paris’te eğitim gören Ay Hanımın tek bir ideali vardır ve eğitimini de bu yüzden sürdürür. Iyi bir eğitim alarak Turan’da okullar açmak niyetindedir. Eğitimini bitirir ve Bakü’ye döner. Bakü’de, Paris’te öğrendiği modern bilgilerin yanında Doğu’yu da tanımak ister. Ülkesinin en büyük âlimi Sadettin Molla’dan ders almaya baslar. Burada Istanbullu ressam Turgut’a âsık olur. Turgut “Bu yol Kızılelma’ya gider.” diye bir tabela görmüstür ve Sadettin Molla’dan Kızılelma hakkında bilgi almak istemektedir. Sadettin Molla bu iki gence Kızılelma’nın nasıl bir yer olduğunu anlatır. Kızılelma’nın Türklerin tarih boyunca ulasmak istedikleri yer, ideal olduğunu söyler. Dinlediklerinin etkisi altında kalan Ay Hanım, idealist biri olduğu için askını ikinci plana atar ve bu ideali gerçeklestirmenin yollarını arar. Bu idealin gerçeklesmesinin tek sartı ona inanan ve uygulayan bir gençlik yetistirmektir. Ay Hanım, bu düsünceyle hürriyet olmadığı için Bakü, Kazan veya Đstanbul’da kurulamayacak olan okulunu Lozan yakınlarında açar. Burası bir “Türk Beldesi”dir ve adını da Kızılelma koyar. Kızılelma bir ilim sehridir ve bu girisimi duyan Türk gençleri buraya akın eder. Burada aldıkları fen, ziraat, ticaret ve sanat eğitimiyle bu gençler Türk dünyasını canlandıracaktır. Bir bakıma onlar Türklük dünyasını yeniden yaratacak “yeni Adem ve yeni Havvalar” olacaklardır. Ay Hanım, Turgut’u unutmak için buranın isleri üzerine yoğunlasır. Turgut ise hâlâ Kızılelma’yı aramaktadır. Bir gün Lozan’da kurulan Kızılelma’nın ilânını görür, buraya gelir ve resim hocası olmak için basvurur. Ay Hanım Turgut’a görünmez çünkü askının alevlenmesinden korkmaktadır. Turgutla, Ay Hanımın yardımcısı Tomris Hanım ilgilenir. Turgut, Tomris’i daha önceden hayal meyal gördüğü Ay Hanım sanarak âsık olur. Ancak Tomris Ertuğrul adlı bir gence âsıktır. Onların evleneceklerini duyan Turgut, intihara karar verir. Son anda Ay Hanım ortaya çıkarak durumu anlatır, sevgilisini ölümden kurtarır ve evlenirler. Ay Hanım, sosyal yönü, kültürlü olması, kendini adadığı bir idealinin bulunması ve sevdiğini koruyan ve kurtaran yönleriyle ideal bir kadın tipidir. Turgut ise sairliğinden gelme bir özellik olarak romantik bir kisilik sergiler. Sadettin Molla da idealist, bilgili, veli bir kisilik olarak çizilmistir. Mehmet Kaplan, Sadettin Molla için su tespitleri yapar. “Sadettin Molla, cezbesi ile Türk - Đslâm tarihinde çok önemli bir yer tutan velilere yaklasır. Fakat o kendisini sadece Allah’a adayan eski tip veli değil, Gökalp gibi toplumun kaderi ile çok yakından ilgili bir fikir adamıdır. Gökalp’in deyimiyle o, bir -içtimaî mutasavvıf- (sosyal mistik) tir.”3 1912 yılında yayınladığı Altın Destan siirinde Türk milletinin içinde bulunduğu kötü durumu gözler önüne seren Gökalp, ondan bir yıl sonra yazdığı Kızılelma’da ise Türk milletine kurtulus yolu olarak Kızılelma ideali altında birlesmeyi göstermistir. Fakat Türk milletini kurtaracak, yükseltecek bu Kızılelma nedir? Kızılelma neresidir? Sadettin Molla, Kızılelma yok mu? Süphesiz vardır; Fakat onun semti baska diyardır… Zemini mefkûre, seması hayâl Bir gün gerçek, fakat simdilik masal.. diyerek, Kızılelma’nın bir hayal olduğu, sadece düsüncede mevcut olduğunu, hayalden hakikate geçmenin imkânsız olmadığını anlatır. Ay Hanım iste bu masalı gerçeklestirmek ister. Kızılelma’nın hayalden hakikat durumuna geçmesi için eğitime önem vererek Türk kimliğine sahip çıkan bir gençlik yetistirmek gerekmektedir. Türklük, tarih boyunca kendisine yabancılasarak millî benliğini yitirmistir. Ay Hanımın kurduğu okul ile yeni bir nesil yetisecek ve bu benlik tekrar kazanılacaktır. “Kızılelma’da ideolojik bakımdan dikkati çeken iki nokta vardır. Bunlardan birincisi Sadettin Molla’nı Turgut’a açıkladığı ana fikirdir. Türk ırkı, Kızılelma diye yüzyıllar boyunca ülkeden ülkeye kosmus, fakat aradığını bulamamıs, tam tersine, kendisini baskaları için yok etmis, kendi benliğine yabancılasmıstır. Bunun sebebi, Türklüğün özelliğini kendi içinde değil, dısarıda aramasıdır. … ikinci önemli nokta ise, Ay Hanım’ın Sadettin Molla’nın fikrine dayanarak, Đsviçre’de Lozan civarında kurduğu Türklük Beldesi, Đlim Sitesi veya Kızıl Elma’dır.”4 Gökalp, Türklerin Kızılelma ideali altında birlesip ortak dil, ortak duygu kısaca ortak hayata sahip olmalarını ister. Ziya Gökalp, Türklere Kızılelma’yı ulasılacak olan bir ideal olarak gösterir ve Türk birliğinin sağlanması, nihaî hedefidir. Maksadı gitmektir birliğe doğru, Millî düsünceye dirliğe doğru. Bilir bir gün millî irfan doğacak, Yeni Orhun, yeni Turfan doğacak. Đçtamî bir yurt, kavmî bir tarih Edecek Türklüğü taklitten tenzih. mısralarıyla Kızılelma’nın amacını belirtir. Kızılelma motifi bu siirde çöken bir devletin ve milletin yerine, bütün Türklerin bir araya gelerek kuracakları Turan devleti olarak ele alınmıstır.
|